Çelik Sektöründe İyileşme Sinyalleri – Basın Bülteni Tarih: 24 November 2016

0 Paylaşımlar

Ekonominin % 4 oranında büyüdüğü 2013 yılında, ham çelik üretimi % 3.4 oranında gerileyerek, son 10 yıldan bu yana ilk kez ekonomideki büyümenin tersine bir gelişme göstermişti. 2014 yılının Ocak ayındaki yavaşlayarak da olsa % 0.9 oranında gerçekleşen gerilemenin ardından, Türkiye’nin Şubat ayındaki ham çelik üretimi, önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 0.7 oranında artışla 2.666 milyon tona ulaştı.

Şubat ayında, temel girdisi hurda olan elektrik ark ocaklı tesislerin ham çelik üretimleri yıllık bazda % 1.4 düşüşle 1.83 milyon ton seviyesinde kalırken, entegre tesislerin üretimleri % 5.7 gibi önemli bir artışla 832 bin tona ulaştı.

Geçtiğimiz aylarda Türkiye ekonomisinde yaşanan sarsıntılar, inşaat ve otomotiv gibi önemli çelik tüketicisi sektörlerdeki durgunluk ve Türk Lirası’ndaki yüksek oranlı değer kaybı piyasalardaki belirsizliğin artmasına neden oldu. Türkiye’nin önemli ihraç pazarlarında çelik üretimine yönelik yatırımların artış göstermesi, Türkiye’nin ihracatı ve ihraç fiyatları üzerinde baskı oluşturdu. Aynı zamanda Türkiye’ye karşı açılan haksız anti-damping soruşturmaları da, çelik ihracatını sınırlandırıcı bir fonksiyon icra etti.

Dünya Çelik Derneği (worldsteel) verilerine göre, Şubat ayında küresel ham çelik üretimi, önceki yılın aynı ayına kıyasla önemli ölçüde yavaşlayarak % 0.6 artışla 125 milyon tona ulaşırken, söz konusu yavaşlamada Çin’in üretim artış hızının düşmesinin önemli bir etkisi oldu. Şubat ayında Çin’in ham çelik üretimi yıllık bazda % 0.4 artışla 62.08 milyon tona, Japonya’nın üretimi % 1.4 artışla 8.44 milyon tona ulaştı. Aynı dönemde ABD’nin ham çelik üretimi % 1.7 düşüşle 6.69 milyon tona, Hindistan’ın üretimi % 3.2 düşüşle 6.28 milyon tona ve Rusya’nın üretimi % 3.1 düşüşle 5.34 milyon tona geriledi.

Şubat ayında % 6.2 artış oranı ile ham çelik üretimini en fazla arttıran ülke Güney Kore olurken, Almanya’nın ham çelik üretimi de % 4.2 artışla 3.56 milyon tona çıktı. Dünya sıralamasında Türkiye’nin arkasında yer alan Brezilya’nın ham çelik üretimi %1.2 artışla 2.61 milyon tona ulaşsa da, Türkiye dünya çelik üretiminde, 8. Sıradaki yerini korudu. Siyasi krizler ve isyanların etkisi ile, Ukrayna’nın Şubat ayındaki ham çelik üretimi % 10.7 gibi dikkat çekici bir oranda düşüş göstererek 2.35 milyon ton seviyesine geriledi.

Ocak-Şubat Döneminde Küresel Çelik Üretimi 261 Milyon Tonu Aştı

Ocak-Şubat döneminde Türkiye’nin ham çelik üretimi, önceki yılın aynı dönemine kıyasla sadece % 0.1 oranında düşüşle 5.45 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Ağırlıklı olarak inşaat demiri üretiminin girdisini oluşturan kütük üretimi % 3.7 düşüşle 3.90 milyon tona geriledi. Beyaz eşya, otomotiv, makine imalat sektörlerinin girdisini oluşturan slab üretimi % 10 gibi dikkat çekici bir artışla 1.602 milyon tona ulaştı.

Yılın ilk iki aylık döneminde, elektrik ark ocaklı tesislerin ham çelik üretimleri % 2 düşüşle, 3.77 milyon tona geriledi. Entegre tesislerin ham çelik üretimleri ise, % 4.3 artışla 1.73 milyon tona ulaştı.

Yılın ilk 2 ayında, küresel ham çelik üretimi, 2013 yılının aynı dönemine kıyasla % 1.6 artışla 261.69 milyon tona; küresel çelik endüstrisinin lokomotifi olan Çin’in ham çelik üretimi % 1.7 artışla 130.80 milyon tona, Japonya’nın üretimi % 3.8 artışla 17.84 milyon tona ulaştı. Avrupa’nın en büyük üreticisi Almanya’nın ham çelik üretimi % 3.2 artışla 7.23 milyon tona ulaşırken, Brezilya’nın üretimi % 0.1 düşüşle 5.50 milyon tona geriledi. Ekonomisi toplumsal olaylardan olumsuz yönde etkilenen Ukrayna’nın ham çelik üretimi ise, % 11.9 düşüşle 4.855 milyon ton seviyesinde kaldı.

Nihai Çelik Üretimi Sınırlı da Olsa Artmaya Devam Etti

2014 yılının Ocak-Şubat döneminde, ham çelik üretiminde gözlenen % 0.1 oranındaki gerilemeye rağmen, Türkiye’nin nihai mamul üretimi artış gösterdi. 2014 yılının ilk 2 aylık döneminde, Türkiye’nin nihai mamul üretimi % 0.7 oranında artışla, 5.65 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Toplam üretimin % 70.3 oranındaki kısmı uzun ürünlerden, % 29.7 oranındaki kısmı ise yassı ürünlerden oluştu. Türkiye’nin nihai mamul üretimi, 2013 yılının Kasım ayında 3.4 milyon ton ile yılın en yüksek seviyesine ulaştıktan sonra, Kasım ayından bu yana düşüş eğilimi gösteriyor.

2013 Yılındaki Güçlü Büyümenin Ardından, Çelik Tüketimi Düşüş Eğiliminde

2013 yılında güçlü artış gösteren Türkiye’nin çelik ürünleri tüketimi ise, Ocak-Şubat döneminde % 3.3 oranında düşüşle, 4.6 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’nin toplam çelik ürünleri tüketimindeki düşüşte, ağırlıklı bir şekilde inşaat sektörü tarafından tüketilmekte olan uzun ürünlerin geçen yılın aynı dönemine kıyasla % 7.4 oranında gerilemesi etkili oldu. İnşaat sektöründe de yavaşlamaya işaret eden uzun ürünlerin tüketimindeki gerilemeye karşılık, ağırlıklı bir şekilde imalat sanayi tarafından kullanılan yassı ürünlerin tüketimi ise % 0.9 oranında artışla, 2.34 milyon tona ulaştı. 2013 yılının ilk 2 aylık döneminde, Türkiye’nin toplam çelik tüketiminin % 49’u uzun ürünlerden, % 51’i yassı ürünlerden oluştu. Yassı ürünlerde tüketimin artması, inşaat sektöründeki yavaşlamaya karşılık, imalat sanayinin ılımlı bir büyüme içerisinde olduğunu ortaya koydu.

İnşaat sektörünün % 7.1 oranında büyüdüğü 2013 yılında, Türkiye’nin uzun çelik ürünleri tüketimi % 12.3 oranında büyümüştü. Benzer şekilde, imalat sanayinin % 3.7 oranında büyümesine paralel olarak, Türkiye’nin görünür yassı çelik tüketimi % 7.4 oranında artış göstermişti.

Yerli Ürünler, İthal Ürünlerden Pazarı Geri Almaya Başladı

2013 yılında hurda maliyetleri ile nihai mamul fiyatları arasındaki marjın sıkışmasından dolayı sektörün rekabet etmekte güçlük çekmesi sonucunda, yarı ve nihai mamul ithalatı keskin bir şekilde artış göstermişti. 2014 yılının Ocak-Şubat döneminde, Türkiye’nin toplam çelik ürünleri ihracatı miktar açısından % 3.4 oranında düşüşle, 3.14 milyon tona; değer açısından % 1.2 oranında düşüşle, 2.6 milyar dolara gerilemiş olsa da, toplam çelik ithalatı miktar açısından % 12.6 oranında düşüşle 2.08 milyon tona, değer açısından ise, % 7.3 oranında düşüşle, 1.85 milyar dolara gerilediğinden ithalattaki hızlı düşüş sayesinde, ihracatın ithalatı karşılama oranı, geçen yılın Ocak-Şubat dönemindeki % 132 seviyesinden, % 141’e çıktı. Türkiye’nin yarı mamul ve yassı ürün ithalatındaki hızlı yavaşlama, 2013 yılında yoğun bir şekilde ithalat baskısı altında kalan sektörün önümüzdeki aylarda göstereceği performansa ilişkin ümit verdi.

Çelik sektörü yarı ve yassı mamullerde, 2013 yılında ithalata kaptırdığı pazarı geri almaya başladı. Çelik sektörü yarı mamul ithalatında % 26 oranında gerilemeden kaynaklanan boşluğu ihracattaki % 60 oranındaki gerilemeden ve üretim artışından kaynaklanan ürün fazlası ile dengeledi. Benzer şekilde, yassı ürün ithalatındaki % 7.5 oranındaki düşüşün iç piyasalarda yol açtığı boşluk, yassı ürün ihracatında % 20 oranındaki gerilemenin ve yerli üretimdeki artışın sağladığı ürün fazlası ile dolduruldu.

Şubat Ayında İthalat % 21 Oranında Düştü

Ocak-Şubat döneminde, ithalatta gözlenen % 12.6 oranındaki gerilemede, Şubat ayında, çelik ürünleri ithalatının % 21 gibi oldukça yüksek bir oranda düşüş göstermesi etkili oldu. Şubat ayında gözlenen yüksek oranlı ithalat düşüşü, Ocak ayında % 3.6 seviyesinde bulunan gerilemenin % 12.6’ya çıkmasına neden oldu. Şubat ayında çelik ürünleri ihracatı ise, miktar açısından % 3.4 oranında düşüşle, 1.6 milyon tona; değer açısından, % 3 oranında düşüşle, 1.3 milyar dolara geriledi. İthalattaki yüksek oranlı gerileme sayesinde, çelik ürünleri ihracatının ithalatı karşılama oranı % 135’ten % 151’e ulaştı. İthalattaki düşüşün ve yurtiçi tüketimdeki canlılığın devam etmesine bağlı olarak, önümüzdeki aylarda sektörün üretiminin de yeniden yükseliş eğilimine gireceği tahmin ediliyor.

Yerel seçimlerin ardından belirsizlik ortamının kısmen giderilmiş olmasının ve ekonominin yeniden istikrar sürecine gireceği yönündeki beklentilerin, çelik tüketicisi sektörlerden gelen talepte artışa yol açması bekleniyor. Benzer şekilde inşaat sektörünün yaz dönemi için hazırlıklarına başlamasının da yurtiçi talepte iyileşmeye yol açacağı değerlendiriliyor.

Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması gereğince, çelik endüstrisine yönelik hiçbir devlet desteği uygulanmıyor. İleri teknoloji ile yüksek verimlilikle üretim yaparak, dünyanın en büyük inşaat demiri ihracatçısı konumuna ulaşan Türk çelik endüstrisi, sektördeki daralmanın devam ettiği bugünlerde, üzerindeki ekstra maliyetlerin kaldırılması için yoğun bir şekilde mücadele veriyor. Elektrik enerjisi fiyatları üzerindeki TRT payı ve hurda ithalatındaki çevre katkı payı gibi ek maliyetler, sektörün uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü olumsuz yönde etkiliyor ve iyileşme sürecini yavaşlatıyor.

Twitter
LinkedIn