Çin Tehdidi Büyüyerek Devam Ediyor Tarih: 24 November 2016

0 Paylaşımlar

Mart ayı ihracat rakamları, yılın ilk çeyreğinde çelik sektörümüzün performansındaki gerilemenin derinleşerek devam ettiğini ortaya koydu. Ocak-Mart döneminde, ihracat miktar bazında % 7.6 oranında düşüşle, 4.35 milyon tona gerilerken, ithalat da % 33.4 gibi olağanüstü bir oranda artışla, 4.3 milyon tona çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranının %103’e gerilemesine neden olan bu durum, Ülkemizi çelik ürünlerinde net ithalatçı konumuna iyice yaklaştırdı. Bu gelişme, yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin çelik tüketimindeki % 9’luk artışın, ithalat yolu ile karşılandığını ve ithalatın tüketim içerisindeki payının % 27’den % 30’a çıktığını ortaya koydu.

Geçici TİM verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde % 20.3 oranında azalan çelik ürünleri ihracatı, Ocak-Nisan döneminde de düşüşünü sürdürdü. Yılın ilk 4 aylık döneminde, Türkiye’nin toplam ihracatı % 8.1 oranında düşüşle, 49 milyar dolarda kalırken, çelik ürünleri ihracatı % 19.8 oranında düşüşle, 4.2 milyar dolara geriledi. Büyük ihracatçı sektörler arasında en keskin gerileme, çelik sektöründe görüldü ve sektörün ihracatının toplam Ülke ihracatı içerisindeki payı da, geçen yılın ilk 4 aylık dönemine kıyasla % 9.8’den %8.6’ya geriledi.  Mayıs ayının ilk yarısına ilişkin geçici veriler ise, Mayıs ayı ihracatındaki gerilemenin % 40’lar düzeyine çıktığını gösteriyor.

İhracattaki gerileme derinleşerek devam ederken, ithalattaki artışın ağırlıklı bir şekilde Çin’den kaynaklandığı anlaşılıyor. Yılın ilk çeyreğinde, Çin’den yapılan çelik ithalatı % 284 oranında artışla, 148.000 tondan, 567.000 tona yükseldi. İthalatın aynı hızda devam etmesi halinde, yılsonu itibariyle Çin’den yapılan çelik ithalatının 2.3 milyon tona ulaşacağı hesaplanıyor.
Çin Halk Cumhuriyeti, tüketimindeki hızlı yavaşlamaya rağmen, üretimini aynı ölçülerde sınırlandırmıyor ve sahip olduğu yüksek atıl kapasite ve özellikle ihracata yönelik uyguladığı teşvik tedbirleri sayesinde, ihraç satışlarını hızla arttırıyor.  2014 yılında ihracatını % 50 civarında artışla, 94 milyon tona yükselten Çin Halk Cumhuriyeti, bu yılın ilk çeyreğinde de % 41 oranında artışla, 25.8 milyon ton nihai mamul ihraç etmiş bulunuyor. Sözkonusu ihracat miktarı, yıllıklandırılmış bazda 104 milyon ton civarında bir seviyeyi ifade ediyor. Ancak piyasadaki koşullar, önlem alınmaması halinde, Çin’in ihracatını daha yüksek oranlarda arttıracağına işaret ediyor. Çin Çelik Üreticileri Derneği, ihracat vergi politikalarındaki değişikliklere rağmen, düşük ihracat fiyatları sayesinde, 2015 yılında ihracatta düşüş beklenmediğini net bir şekilde ifade ediyor. 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle bor alaşımlı çubuk, filmaşin ve levha ihracatında vergi iadelerinin kaldırılması neticesinde, Çin’in ihracatının azalacağı yönündeki beklentilerin de gerçekleşmediği görülüyor. Mevcut veriler, sözkonusu tedbirin, Çin’in ihracatının sınırlandırılması konusunda işe yaramadığını, Çinli üreticilerin bor yerine krom alaşımı kullanarak ihracatlarını sürdürebilecek ve hatta hızla attıracak yeni bir yöntemler geliştirdiklerini gösteriyor.

2015 yılında, Çin’in dünya ihraç pazarlarındaki ve Türkiye piyasasındaki etkinliğinin derecesinin, Türkiye’nin sergileyeceği performansı da etkileyeceği değerlendiriliyor. Esasen 2014 yılında % 66 oranında artışla, 1 milyon tona ulaşan Türkiye’nin Çin menşeli çelik ürünleri ithalatının, bu yılın ilk çeyreğinde  % 284 oranında artışla, 566.000 tona ulaşmış olması, Türk çelik sektörü üzerindeki Çin tehdidinin büyüyerek devam ettiğini gösteriyor.

Çin’in dünya çelik sektöründe yol açtığı tahribat, 11-12 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen OECD Çelik Komitesi toplantısında da tartışılmış ve komite toplantılarında, Çin’in ihracatındaki olağanüstü artıştan rahatsızlıklarını dile getiren çelik üreticisi ülkeler, Çin tehdidinin önümüzdeki dönemde de büyüyerek devam edeceğine yönelik öngörülerini ifade ederek, bu konuda süratle tedbir geliştirilmesi gerekliliğine vurgu yapılmış bulunuyor. Çin’in tüketimindeki daralmaya paralel bir şekilde, kapasitesini düşürmek bir yana, üretim ve kapasite artışının devam edeceği yönündeki bilgiler, orta vadede büyümesi beklenen Çin tehdidine karşı, tüm çelik üreticisi ülkelerin tedbir arayışlarını hızlandırmalarına yol açtığı gözleniyor.  Dünya çelik üreticilerinin tedbir arayışları, son dönemde de Çin menşeli çelik ürünlerine karşı açılan soruşturmaların sayısındaki artıştan da anlaşılabiliyor. Sadece Mayıs ayı içerisinde, Brezilya’nın Çin menşeli boyalı sac ithalatına, Pakistan’ın Çin menşeli sıcak sac ve AB’nin Çin menşeli soğuk sac ve inşaat demiri ithalatına karşı anti-damping soruşturması başlatması, bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor.

  İhracat ve üretim kayıplarımızdaki derinleşme, ithal ürün talebinin, iç piyasaya yönlendirilmesi ihtiyacını her zamankinden daha belirgin bir şekilde ortaya çıkarmış bulunuyor. Mevcut durum itibariyle, % 38 seviyesine ulaşmış bulunan atıl kapasiteye rağmen, Türkiye’yi dünyanın 7. en büyük çelik ithalatçısı konumundan daha üst seviyeye taşıması beklenen yılın ilk çeyreğindeki seyrin, önümüzdeki aylarda da devam etmesi halinde, 16 milyon tonu aşacağı tahmin edilen çelik ithalatını, Türk ekonomisinin daha fazla taşıması mümkün görülmüyor. Türkiye, ihtiyacından daha büyük kapasiteye sahip olmasına rağmen, çelik ürünlerinde hızla ihracatçı bir ülke konumundan, ithalatçı bir ülke konumuna doğru ilerliyor.

Dünyada stratejik sektör olarak addedilen çelik sektörü, hiçbir ülkede böylesine tahrip edici ticari gelişmeler karşısında sahipsiz bırakılmıyor. Dünya piyasalarında rekabetin keskinleştiği, ihracatın her geçen gün zorlaştığı, üretici ülkelerin çelik sektörlerine korumacılık da dahil olmak üzere, çok yönlü destekler sağladığı günümüzde, Çinli üreticilerin ölçüsüz yaklaşımlarına daha fazla kayıtsız kalınmaması, çelik sektörümüzün yeniden büyüme sürecine girebilmesi açısından hayati önem taşıyor. 

Dr. Veysel Yayan
Genel Sekreter

Twitter
LinkedIn