İlk Yarı Göstergeleri Moral Bozuyor Tarih: 24 November 2016

0 Paylaşımlar

Türkiye’nin ham çelik üretimi, yılın ilk yarısında % 2,9 oranında gerilemiş bulunuyor. Kütük üretimi % 2,5 oranında geriler iken, slab üretiminin % 4,3 oranında gerilediği gözleniyor.

Bu durum başta hurda olmak üzere, girdi maliyetlerindeki artışın özellikle ark ocaklı yassı ürün üreticilerini olumsuz yönde etkilemesinden kaynaklanıyor. Uzun ürün üreten ark ocaklı tesisler de, bu olumsuzluktan önemli ölçüde etkilenmiş bulunuyor.
Yılın ilk yarısında entegre tesislerin üretimi % 17,4 oranında artar iken, ark ocaklı tesislerin üretiminin % 9,5 oranında gerilemiş bulunması, hurda maliyetlerindeki artıştan kaynaklanan olumsuzluğu teyid ediyor.

Çelik sektörümüzün rekabet gücündeki gerilemenin, dış ticaret verilerine de yansıdığı anlaşılıyor. Yılın ilk yarısında miktar yönünden ihracatımızdaki artış % 0,2 seviyesinde kalırken, ithalâtımızın % 28,7 oranında artış göstermesi, yılın ilk yarısında ihracatın ithalâtı karşılama oranının, 2012 yılındaki % 158 seviyesinden, % 133 seviyesine gerilemesi sonucunu doğurmuş bulunuyor. Çelik İhracatçıları Birliği’nden alınan Temmuz ve Ağustos aylarına ait geçici veriler, yılın ikinci yarısında, çelik ihracat göstergelerinin daha da ağırlaşmakta olduğunu ve ihracattaki mütevazı artışın, % 10 civarında gerilemeye dönüştüğünü ortaya koyuyor. Ağırlıklı şekilde hurda fiyatlarındaki artış ve dünya çelik kapasitelerindeki fazlalıktan kaynaklanan bu durum, girdi maliyetlerini düşürecek tedbirlerin, bu cümleden olarak, hurda ve kömür ithalâtında çevre katkı payı kesintisine son verilmesi tedbirinin süratle uygulamaya aktarılmasını gerektiriyor.

Hâl böyle iken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan, Türkiye Demir-Çelik ve Demirdışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Plânı çalışmaları kapsamında, 1.2 numaralı “5491 sayılı Çevre Kanunu’nun 13’üncü maddesine göre, 2006 yılından bu yana uygulanmakta olan “İthaline izin verilen kontrole tabi yakıt ve atıkların, CIF bedelinin % 1’i ile, hurdaların CIF bedelinin % 0,5’i oranındaki miktar”ın çevre katkı payı olarak tahsilinin azaltılması yönünde çalışmalar yapılacaktır” eylemine, çalışmaların devam ettiği cevabını vermiş bulunuyor. Mevzuatta iki kelimelik değişiklik gerektiren bir konu üzerindeki çalışmanın, 8 yıldan bu yana sonuçlandırılamamış olması makûl karşılanmıyor.

Bugün geldiğimiz noktada, çelik sektörümüzün ve Türkiye’nin dış ticaret göstergelerinin içini boşaltan bu konu, sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın konusu olmaktan çıkmış bulunuyor.

Sektörümüz 8 yıldan bu yana devam etmekte olan, dünyada hiçbir örneği bulunmayan, Türkiye ile AKÇT arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması’na aykırı olan ve sektörün rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyen bu uygulamanın, süratle sona erdirilmesini bekliyor. 

Twitter
LinkedIn