Çelik Sektörü 2013 Yılına Umutlu Başladı Tarih: 24 November 2016
2012 yılında, gerek üretim artışındaki keskin yavaşlamanın ve gerekse kapasite kullanım oranlarındaki daralmanın ardından, Türk çelik sektörü 2013 yılına pozitif sinyaller alarak girdi. Çalışmalarına 2009 yılında başlanan Türkiye Demir-Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi (2012-2016), 25 Aralık 2012 tarih ve 28508 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Belge, 26 Aralık 2012 günü Çırağan Sarayı’nda yapılan bir toplantı ile, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat Ergün tarafından kamuoyuna tanıtıldı.
Türkiye Demir-Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi, sektörün üzerindeki rekabet gücünü sınırlandıran bazı yüklerin kaldırılabileceği yönünde beklenti yarattı. Belge tanıtım toplantısında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Ergün’ün, »Hazırlanan strateji belgeleri ve eylem planları ile, hem kamunun hem de özel sektörün önüne yol haritaları koyuyoruz. Strateji ve eylem planları ile kendimizi bağlıyoruz. Ne zaman ne yapacağımızı kamuoyuna açıklıyoruz. Mahçup olmak da var. Bazılarını yapamayabiliriz, ama mahçup olmayı da göz önüne alıyoruz» şeklindeki sözleri de, 2013 ve önümüzdeki yıllar için umutları arttırdı.
25 Aralık 2012 günü yürürlüğe giren Girdi Tedarik Stratejisi de sektörümüzün geleceğine ilişkin olumlu beklentileri destekledi. Demir-Çelik ve Demir Dışı Metaller Girdi Tedarik Stratejisi çerçevesinde benimsenen
• Demir-çelik sektöründe güçbirliği ve sinerjinin değerlendirilmesi,
• Yurt içi hurda arzının arttırılması,
• Girdi tedariğinde yurtiçi kullanımın özendirilmesi,
• Hurdaya alternatif kaynakların değerlendirilmesi,
• Maden tedarikinde bağımlılığın azaltılması, etkinlik ve verimliliğin arttırılması,
• Yurt içi üretimi bulunmayan veya yetersiz olan yatırımların hayata geçirilmesi,
hedeflerinin gerçekleştirilerek, demir çelik sektörünün girdi tedariğinin etkinleştirilmesi, çelik tüketen sektörlerin girdi tedariklerinin etkinleştirilmesi anlamına geliyor ve bu açıdan büyük önem arzediyor.
Son olarak, 31 Aralık tarihinde yürürlüğe giren 2013 Yılı İthalat Rejimi çerçevesinde, bazı alaşımsız yassı çelik ürünleri ve dar bant yassı çeliklere yüzde 10 oranında; bazı alaşımlı yassı çelik ürünlerine ise yüzde 6 oranında gümrük vergisi getirildi. İthalat Rejimi kararı ile, yılda ortalama 1 milyon ton civarında ithalatı yapılan yassı ürünlere getirilen gümrük vergileri, 2013 yılında yurt içi girdi tedariğinin ve dolayısıyla yassı çelik sektöründe kapasite kullanım oranlarının artacağı yönünde bir beklentiye yol açtı.
Aslında 2012 yılında 6.5 milyon ton ile, Türkiye’nin toplam çelik ithalatında en büyük paya sahip olan yassı ürün ithalatının, dış ticaret açığının azaltılması yönündeki çalışmalarda bundan sonra da hedef haline getirilmesine ve Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ayniyatın da sağlanarak, yıl sonu itibarıyla 5.7 milyar dolara ulaşması beklenen ithalatın azaltılmasına ihtiyaç duyuluyor.
Tüm bu olumlu gelişmeler yanında, Mısır’ın Kasım ayı başında, 200 gün süresince inşaat demiri ithalatına karşı yüzde 6.8 oranında vergi uygulama kararı ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Türkiye’den yapılan inşaat demiri ithalatında, kesme bükme tesislerine tanınan % 5 gümrük muafiyeti konusunda kontrol mekanizmalarını sıkılaştıracağını açıklaması ise, olumsuz gelişmeler olarak yansıdı.
6-7 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilen OECD Çelik Komitesi toplantısında da öngörüldüğü üzere, 2013 yılında ülkelerin sektörlerini daha fazla korumaya yönelik tedbirler alma eğilimi içerisine girmelerinin, 2013 yılında uluslararası çelik ticaretini sınırlandıracağı tahmin ediliyor. Ülkemizi doğrudan etkilememekle beraber, Hindistan’ın Çin’den gerçekleştirilen 45 bin tonluk paslanmaz yassı çelik ithalatına karşı uygulamaya aktardığı korunma önlemi, sektördeki korumacılığın geldiği noktayı gözler önüne sermesi açısından önem taşıyor. Son olarak, AB Parlamentosu, stratejik öneme sahip olması ve endüstriyel üretimin yerli hammadde ile yapılmasını sağlaması bakımından, tüm AB ülkelerinde odak noktası haline gelen çelik sektörünün, otomotiv, inşaat, makine imalatı gibi üretim odaklı sektörlerin gelişmesinde ve katma değer yaratmasında sahip olduğu önemli rolden dolayı, daha etkin bir şekilde korunması için, AB Komisyonu’na 12 maddelik bir önerge sundu. Türkiye’de de benzer şekilde, imalat sanayiini besleyen çelik sektörünün, stratejik sektör olarak kabul edilmesi ve rekabet gücünün korunması gerekli görülüyor.
Demir-Çelik ve Demir Dışı Metaller Strateji Belgesi’ne verdikleri desteklerden dolayı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza ve Sayın Bakanımız Nihat Ergün’e; Girdi Tedarik Stratejisi çalışmasından dolayı, Ekonomi Bakanlığımıza ve Sayın Bakanımız Zafer Çağlayan’a, Türk çelik sektörü adına, teşekkürlerimizi sunuyoruz.