Demir Çelik Sektörü Genel Değerlendirme – Aralık 2011 Tarih: 24 November 2016

Ekim ayında, 3.08 milyon ton ile tarihinin en yüksek seviyesine ulaşan Türkiye’nin ham çelik üretimi, Kasım ayında global piyasalardaki belirsizliklerin artmasının da etkisiyle, Ekim ayındaki seviyesine kıyasla, % 7.6 oranında düşüşle, 2.85 milyon ton seviyesinde gerçekleşmiştir. 2010 yılının Kasım ayına göre ise, toplam ham çelik üretimi % 12.8 oranında artış göstermiştir.

Yılın ilk 11 aylık döneminde, Türkiye’nin toplam ham çelik üretimi % 17.6 oranında artışla, 26.35 milyon tondan, 30.99 milyon tona yükselirken, ürünler itibariyle yassı ürünlerin ara mamulü olan slab üretimi  % 36.3 oranında artışla, 6.55 milyon tondan, 8.93 milyon tona, uzun ürünlerin ara mamulü olan kütük üretimi ise, % 11.4 oranında artışla, 19.8 milyon tondan 22.06 milyon tona ulaşmıştır. Aynı dönemde, elektrik ark ocaklı tesislerin üretimi, üretime başlayan yeni kapasitelerin de etkisi ile, % 21.7, yüksek fırın teknolojisi ile üretim yapan tesislerin üretimleri % 7.3 oranında artış göstermiştir. 2011 yılı sonunda, 10 milyon tonu slab olmak üzere, toplam ham çelik üretimimizin 34 milyon ton seviyesine yükselmesi beklenmektedir.

Yılın ilk 10 aylık döneminde, Türkiye’nin nihai çelik ürünleri üretimi % 22.3 oranında artışla, 26.4 milyon ton, tüketimi ise, % 14 oranında artışla, 22.45 milyon ton seviyesinde gerçekleşmiştir. Yılsonu itibariyle, nihai mamul üretimimizin 31.5 milyon ton, tüketimimizin ise, 27 milyon ton seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Yılın ilk 11 aylık döneminde, Türkiye’nin toplam çelik ürünleri ihracat değeri % 25.5 oranında artışla, 15.5 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Tüketimdeki hızlı artışa rağmen, üretimdeki büyüme ve ithalattaki azalma eğilimi, ihracatımızdaki artışı desteklemektedir.

Ekim ve Kasım aylarında gerileme eğilimi gösteren global demir çelik fiyatları, Kasım ayının son haftasından itibaren, hammadde piyasalarındaki toparlanmaya paralel olarak, yeniden yükselme eğilimine girmiştir. Ancak, Avrupa’daki borç krizinden kaynaklanan belirsizlikler, sektörün geleceği konusunda önemli bir risk teşkil etmektedir. Avrupa’da ortaya çıkan borç krizinin dünya geneline yayılmaması ve daha da derinleşmemesi halinde, 2012 yılında üretim, tüketim ve ihracat açısından sektörümüzün yüksek performansını sürdüreceği değerlendirilmektedir.

Twitter
LinkedIn