Yeni Kapasite Yatırımları İle Artan Slab Üretimi Çelik İthalatını Azaltacak Tarih: 24 November 2016
Yassı yatırımlarına bağlı olarak son yıllarda artan slab üretiminin geçen yıl 9.7 milyon ton olarak gerçekleştiğini belirten Demir Çelik Üreticileri Derneği (DÇÖD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, slab üretimindeki bu artışın, büyük ölçüde yassı ürünlerden oluşan çelik ithalatını azaltmasını beklediklerini aktardı
Yassı ürün üretimine yönelik son yıllarda yapılan yatırımlar neticesinde, slab üretiminin, kriz etkilerinin hissedildiği 2009 yılı da dâhil olmak üzere, kesintisiz bir şekilde arttığını söyleyen Demir Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, slab üretiminin, 2011 yılında 9.7 milyon tona ulaştığını dile getirdi. 2011 yılının Mayıs ayında üretime başlayan MMK ile İsdemir ve Habaş’taki yatırımlar göz önünde bulundurulduğunda, slab üretiminin son iki yılda olduğu gibi, hızlı artışını sürdüreceğini öngördüklerini vurgulayan Yayan, slab üretiminde yaşanan artışın, büyük ölçüde yassı ürünlerden oluşan çelik ithalatında sınırlayıcı bir rol oynayacağını kaydetti. Bu durumun sektörün, Türkiye’nin ödemeler dengesi açığının kapatılmasına olan katkısını önemli ölçüde arttırmasına imkân sağlayacağını aktaran Yayan, "Son yıllarda çelik sektörünün, birçok büyük çelik üreticisi ülkeye kıyasla daha yüksek bir performans göstermesinde, yeni kapasite kurulması ile kapasite genişletme çalışmalarının önemli bir etkisi var. Çelik sektörümüzde, yeni kapasite ve ürün yatırımlarının, önümüzdeki dönemde, yapısal, vasıflı ve paslanmaz çelikleri de kapsayacak şekilde hızla devam etmesi bekleniyor" dedi.
Türk çelik sektörünün, 2011 yılında dünyanın en büyük çelik üreticileri arasında, üretimini en fazla artıran sektör olduğunu vurgulayan Veysel Yayan, kriz döneminde, pek çok büyük çelik üreticisi ülkede, talepte yüzde 40’lara varan üretim düşüşleri yaşandığını kaydetti. "Türkiye’de, çelik üreticilerinin alternatif pazarlara yönelmesi ve sektörün yatırım maliyetlerindeki azalmayı değerlendirerek, yatırımlarım sürdürmesi ile kriz rahat atlatıldı" diyen Yayan, kriz döneminde yatırımlarını sürdüren yeni kapasitelerin, 2010 ve 2011 yıllarında üretime başlamalarının, sektörün üretim performansına olumlu şekilde yansıdığını ifade etti. Böylece, söz konusu tesislerin katkılarıyla elde edilen performans sayesinde, Türk çelik sektörünün yüzde 17 gibi yüksek bir büyüme oranı yakaladığına dikkat çeken Yayan, şunları ekledi: "Bu başarıda kriz döneminde sürdürülen yatırımların, Türkiye’de üretimi bulunmayan veya yetersiz olan ürünlere yönelmesi de etkili oldu. Son yatırımlarla, ağırlıklı bir şekilde ithalat yolu ile karşılanan ürünler, ciddi miktarlarda Türkiye’de de üretilmeye başlandı. Bir taraftan ithal ikamesi sağlarken, diğer taraftan da yeni ihraç kalemlerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunarak, çelik sektörünün iç ve dış piyasalara sunduğu ürünlerin çeşitliliği arttı."
Sektör, Bu Yıl Dünya Ortalamasının Üstünde Büyüyecek
Bu durumun geçen yıl yurtiçi tüketimde gözlenen 3.5 milyon ton civarındaki artışa rağmen, ithalatın gerilemesini, ihracatın artmasını ve ihracatın ithalâtı karşılama oranının, yüzde 141’e yükselmesini sağladığını belirten Veysel Yayan, sektörün yeni ürünlere yönelik yatırımlarının devam ettiğini aktardı. Yayan, "Henüz üretime başlayan tesislerin yıl içinde daha yüksek kapasite kullanım oranlarına ulaşacakları dikkate alındığında, 2012’de sektörün dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme trendi yakalaması bekleniyor. İthalâttaki düşüş eğiliminin devam etmesi ve çelik ihracatının gerek miktar, gerekse değer yönünden yükseliş eğilimini sürdüreceği öngörülüyor" diye konuştu.
2011’de ham çelik üretiminde yüzde 17 oranındaki artışa rağmen, sektörün temel girdilerinden olan hurda ithalatındaki artışın, yüzde 11.8 seviyesinde kaldığına da değinen Yayan, bu dönemde yerli hurda tedarikinde sağlanan yüzde 54’lük artışın, çelik tüketiminin artması ve Ekonomi Bakanlığı’nın yurtiçi girdi tedariki konusundaki yoğun çabalarından kaynaklandığını kaydetti. 2011 yılında Türkiye’nin ham çelik üretiminin, yüzde 17 oranında artışla, 34.1 milyon tonluk rekor seviyeye ulaştığını belirten Yayan, "2011 yılında, dünya ham çelik üretimi 1 milyar 526 milyon ton seviyesine yükselirken, Türkiye’nin toplam dünya üretimi içindeki payı yüzde 2.2 seviyesinde gerçekleşti" şeklinde konuştu.
Çelik ihracatının yüzde 16, ithalâtının ise yüzde 42 civarındaki önemli bir bölümünün gerçekleştirildiği AB bölgesinde yaşanacak resesyonun, 2012’de çelik sektörünü olumsuz yönde etkileyeceğini söyleyen Yayan, buna karşılık Ortadoğu ülkelerinde sağlanacak kısmi istikrarın, sektörün bölgeye yönelik ihracatını olumlu yönde etkilemesinin beklendiğini aktardı. Bu yıl, üretimin yüzde 10 civarında artışla 38 milyon ton, ihracatın miktar yönünden yüzde 7 civarında artışla 20 milyon ton seviyesinin üzerine çıkacağını öngördüklerini vurgulayan Yayan, ihracat gelirinin İse, 20 milyar dolar civarında gerçekleşmesinin beklendiğini dile getirdi. Geçen yıl 27 milyon ton seviyesinde gerçekleşen Türkiye’nin çelik ürünleri tüketiminin ise, 2012’de 29 milyon tonu aşacağının tahmin edildiğini söyleyen Yayan, "Türk çelik sektörünün, söz konusu hedeflerine ulaşabilmesi ve kapasite kullanım oranlarını artırabilmesi için, girdi maliyetlerini düşürecek ve yurtiçi girdi tedarikini artıracak tedbirlerin hızla uygulanması gerekiyor" değerlendirmesini yaptı.
Demir Çelik İhracatı Geçen Yıl 18.5 Milyon Tona Ulaştı
2011 yılında, demir çelikten eşya ve boru ürünleri de dâhil olmak üzere, Türkiye’nin toplam demir çelik ihracatı miktar açısından yüzde 5.3 oranında arttığını belirten Veysel Yayan, bu artışla ihracatın 17.6 milyon tondan, 18.5 milyon tona yükseldiğini kaydetti. Değer açısından ise, fiyatların artmasının da etkisiyle, yüzde 25.2 oranında artışla, 13.29 milyar dolardan, 16.63 milyar dolara çıktığını vurgulayan Yayan, ihracatta değer yönünden sağlanan performansın tatmin edici olduğunu dile getirdi. Miktar yönünden elde edilen büyümenin, Ortadoğu, Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika ülkelerindeki belirsizlikler nedeniyle, beklentilerin gerisinde kaldığını söyleyen Yayan, geçen yıl Türkiye’nin demir çelik ürünlerinde en büyük ihraç pazarı konumunda bulunan Ortadoğu bölgesine yönelik çelik ürünleri ihracatının, yüzde 12.7 oranında düşüşle, 7.08 milyon tona gerilediğini aktardı. 2010 yılında Türkiye’nin en büyük ikinci ihraç pazarı konumunda bulunan Kuzey Afrika’ya yönelik ihracatın ise, yüzde 31 oranında düşüşle, 1.83 milyon tona gerilediğine dikkat çeken Yayan, şunları ekledi: "2011 yılında Ortadoğu ve Körfez ülkeleri ile Kuzey Afrika bölgesine yönelik ihracatımız düştü. Bu durumda yaşanan sosyal ve politik istikrarsızlıkların, bölge ülkelerindeki tüketimi azaltması etkili oldu. 2011 yılında, söz konusu iki bölgeye yönelik demir çelik ürünleri ihracatının değeri 7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşirken, ihracatta 1.4 milyar dolar civarında kayıp yaşandı."
Sektörde Yeni Ürün Yatırımları Sürüyor
Çelik sektöründe yeni ürünlere yönelik yatırımların devam ettiğini vurgulayan Veysel Yayan, "Henüz üretime başlayan tesislerin yıl içinde daha yüksek kapasite kullanım oranlarına ulaşacağı dikkate alındığında, 2012’de sektörün dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme trendi yakalaması bekleniyor, ithalattaki düşüş eğiliminin devam etmesi ve çelik ihracatının gerek miktar, gerekse değer yönünden yükseliş eğilimini sürdüreceği öngörülüyor" dedi.