1 Ağustos 2025
ÇELİK ÜRETİMİ
2025 yılının Haziran ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre %3,5 azalışla, 2,9 milyon tona geriledi.
Yılın ilk yarısında ise üretim %1,7 oranında azalışla, 18,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
ÇELİK TÜKETİMİ
Nihai mamul tüketimi 2025 yılının Haziran ayında, 2024 yılının aynı ayına kıyasla %8,8 artışla, 3,1 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Yılın ilk yarısında nihai mamul tüketimi %2,6 azalışla, 18,6 milyon tona geriledi.
DIŞ TİCARET
İhracat
2025 yılının Haziran ayında çelik ürünleri ihracatı, 2024 yılının aynı ayına göre, miktar yönünden %21,5 oranında artışla 1,4 milyon ton, değer yönünden ise %13,5 artışla, 931,3 milyon dolar oldu.
Ocak-Haziran döneminde çelik ürünleri ihracatı 2024 yılının aynı dönemine göre miktar yönünden %18,6 oranında artışla, 7,7 milyon ton, değer yönünden ise %8,8 artışla, 5,2 milyar dolar oldu.
İthalat
2025 yılının Haziran ayında çelik ürünleri ithalatı, 2024 yılının aynı ayına göre, miktar yönünden %52,4 oranında artışla 1,8 milyon ton, değer yönünden ise %28,7 artışla, 1,2 milyar dolar oldu.
Ocak-Haziran döneminde çelik ürünleri ithalatı 2024 yılının aynı dönemine göre miktar yönünden %12,6 oranında artışla, 9,3 milyon ton, değer yönünden ise %0,3 azalışla, 6,5 milyar dolar oldu.
Dış Ticaret Dengesi
2024 yılının Ocak-Haziran döneminde, %73,5 olan İhracatın ithalatı karşılama oranı, ihracattaki artış eğilimi sayesinde, 2025 yılının aynı döneminde %80,2 seviyesine yükselse de bu oran Haziran ayı ithalatındaki yüksek oranlı artış yüzünden, 4 aylık dönemdeki %83,4’ün gerisinde kaldı.
DÜNYA ÇELİK ÜRETİMİ
Dünya Çelik Derneği (worldsteel) tarafından açıklanan 2025 yılı Haziran ayı verilerine göre, dünya ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla, %5,8 azalışla,151,4 milyon ton, Ocak-Haziran döneminde ise, bir önceki döneme kıyasla %2,2 azalışla 934,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Ocak-Haziran döneminde Çin’in ham çelik üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre, %3 azalış ile 514,8 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. İkinci sırada yer alan Hindistan’ın ham çelik üretimi, %9,2 artışla, 80,9 milyon tona yükselirken, Japonya’nın üretimi %5 oranında azalışla, 40,5 milyon tona geriledi.
DEĞERLENDİRME
2025 yılının ilk yarısında Türkiye’nin ham çelik üretimi, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %1,7 oranında azalarak 18,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti ve üretimdeki azalış küresel çelik üretimindeki %2,2’lik azalışın gerisinde kaldı.
Yılın ilk çeyreğinde nihai mamul tüketimi %7,3 oranında azalırken, ikinci çeyreğinde tüketimin %2,3 oranında artması ile birlikte, tüketim 18,6 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Geçtiğimiz yılların ilk yarıları itibariyle, tüketimin çoğunluğunu cüzi bir farkla yassı mamuller oluştururken, 2025 yılında tüketimin, 9,5 milyon tonunu uzun mamuller; 9,1 milyon tonunu yassı mamuller oluşturdu.
Yılın ilk yarısında, Uzak Doğu ülkeleri ve Rusya ile olan çelik dış ticaret açığımız büyümeye devam etti. Uzak Doğu bölgesinden ithalatımız yılın ilk yarısında %9,9 artışla 4,7 milyon tona yükselirken; ihracatımız %29 azalışla 59,2 bin ton gibi olağanüstü düşük seviyelerde kaldı. Keza Rusya’dan ithalatımız %74,5 oranında artışla, 2,2 milyon tona yükselirken; ihracatımız %73,6 azalışla, 11,1 bin tona geriledi.
İhracatımızda en büyük kayıplar Latin Amerika pazarında yaşandı. Söz konusu bölgeye yönelik ihracatımız %29,5 azalışla 355 bin tona geriledi. Ancak AB pazarına ihracatımızın %38,6 artışla, 3,4 milyon tona yükselmesi ile birlikte , toplam çelik ürünleri ihracatımızda %18,6 oranında artış gözlendi.
Geçtiğimiz ay AB Komisyonu tarafından belirli sanayilere yönelik olarak, Temiz Sanayi Anlaşması kapsamında karbonsuzlaştırma faaliyetleri ile enerji fiyatlarının düşürülmesi amacı ile milyarlarca Euro tutarında ilave destek mekanizmaları öngörüldü. Böylece AB çelik sanayiine 2025 yılının ilk yarısında sağlanan 16,1 milyar Euro’luk yardımın, daha da artırılması hususu gündeme geldi.
Haziran ayında ithalatta görülen %52,4 oranındaki artış, çelik sektörümüzde ciddi rahatsızlık yarattı. Özellikle Çin, Rusya ve diğer uzak doğu ülkelerinden, DİR kapsamında yapılan ithalat bu rahatsızlığı daha da arttırdı. Bazı ürünlerde %100’e yaklaşan DİR kapsamındaki ithalat, başlangıçta ülkemizde üretimi bulunmayan ürünlerin, işlenerek ihraç edilmesine yönelik olarak düzenlenen DİR mekanizmasının, mevcut durum itibariyle, sınırlı katma değerle ihracat gerçekleştirebilmek için, Türkiye’deki üretim kapasitesi ile rekabet eden bir konuma geldiğini ortaya koydu. Bu açıdan, DİR’in ana amacına tamamen ters olan bu durum, DİR uygulamasının bir an önce gözden geçirilmesi ihtiyacını net bir şekilde göstermiş oldu.
Diğer taraftan, başta ABD ve AB tarifeleri nedeniyle, ilave koruma tedbiri alan ülkeler olmak üzere, bu ülkelere yönelik ithalattan trafik sapmasının engellenmesine yönelik tedbirlerin alınması, sektörümüzün, cari işlem dengesi açığının kapatılmasına olan katkısı açısından önem taşımaktadır.