Şimdi de Gümrük Kontrolü Altında İşleme Rejimi Tarih: 24 November 2016

0 Paylaşımlar

Dahilde İşleme Rejimi 2013 yılında da Türkiye’nin çelik ürünleri dış ticaretini olumsuz yönde etkilemeye devam etti. 2013 yılında, Türkiye’nin yassı çelik tüketimi 14,6 milyon ton olarak gerçekleşti. Kurulu kapasitedeki ihtiyacın üzerine çıkan artışa rağmen, yassı çeliğe ilişkin dış ticaret verileri, ithalat lehine ciddi bir dengesizlik olduğunu ortaya koydu. Yassı çelik ithalatımız % 10 oranında artışla, 7.1 milyon ton seviyesine ulaştı. Sözkonusu ithalatın % 33.1 oranındaki kısmına tekabül eden 2.53 milyon tonluk kısmı Dahilde İşleme Rejimi kapsamında gerçekleştirildi. Ülkemizde yeterli kapasite bulunmasına rağmen, tüketilen yassı çeliğin %48’inin ithalat aracılığı ile karşılanması, Ülkemizdeki yassı çelik tesislerinin kapasite kullanım oranlarının %53 seviyesinde kalmasına sebep oldu. Kapasite kullanım oranındaki düşüş eğilimi de devam ediyor.   Dahilde İşleme Rejimi kapsamındaki ithalatta ayniyat tespiti yapılamadığından, rejimin amacına uygun olarak kullanıldığına yönelik endişe ve şikayetler devam etti.

Son günlerde basında sıkça yer alan, temel sanayi sektörlerini ithal girdilere bağlı olarak çalışmaya teşvik eden uygulamalar, Türk ekonomisinin içini boşaltmaya devam ediyor. 2013 yılında 65 milyar dolar cari işlemler açığı veren Türkiye ekonomisinin içerisinde bulunduğu mevcut durum sürdürülebilir görünmüyor.

Dahilde İşleme Rejimi (DİR) ile ilgili uygulamanın çerçevesinin oturtulması konusunda müşahhas adımlar atılamaz ve ayniyat tespitleri yapılamaz iken, bu defa Gümrük Kontrolü Altında İşleme Rejimi (GKAİR) kapsamında üretim ile ilgili talepler gündeme gelmeye başlamış bulunuyor. Bu uygulama, Dahilde İşleme Rejimi’ne kıyasla, ihracat mükellefiyeti de olmadığından, adeta gümrük vergilerinin tümüyle kaldırılması sonucunu doğuracak bir mahiyet taşıyor.

Ortaya çıkış maksadı bakımından nihai malın doğrudan ithali yerine, ara mal ithalatı yoluyla en azından ülke ekonomisinin fayda oranını artırmayı hedefleyen bir uygulama olan GKAİR uygulaması, ne yazık ki tasarlanma amacı dışına çıkıyor. GKAİR, Ekonomi Bakanlığımızca gerçekleştirilen yurtiçinde azami katma değer bırakmayı ve bu amaçla ara malları yurt içinde üretmeyi hedefleyen Girdi Tedarik Stratejisi’ne (GİTES) de zarar vererek, ihtiyacın üzerinde kapasite bulunmasına rağmen, iç piyasadaki kapasitenin atıl kalması pahasına ithal girdi tedariğine yönlendiren ve bu yönüyle dış ticaret açığına olumsuz yönde etki eden bir fonksiyon icra etme potansiyeli taşıyor. Uygulamanın, Türkiye’de üretilen girdileri de içerecek bir boyuta doğru gitmesi üreticileri rahatsız ediyor.  Katma değerin en büyük kısmını oluşturan ham çeliğin ülkemizde üretilmesini engelleyecek GKAİR uygulamasının, yalnızca çelik sektörümüzü değil, Türk ekonomisini de, istihdam, vergi, dış ticaret ve cari işlemler açığı bakımından olumsuz yönde etkileyeceği değerlendiriliyor.

Ayrıca, GKAİR hakkında Gümrük Kanunu’nun 124 üncü madde 2 nci fıkra d) bendinde “Türkiye’deki benzer eşyanın üreticilerinin temel ekonomik çıkarlarını olumsuz etkilemeyen, bir işleme faaliyeti yaratma veya devam ettirme yönündeki ekonomik amaçlara uyulduğu hallerde verilir” hükmü, çok açık bir şekilde, GKAİR kapsamında ithalata benzer eşya üreticilerinin ekonomik çıkarlarının olumsuz etkilenmemesi şartı ile izin verileceğini belirtiyor.

Hal böyle iken, GKAİR kapsamında, merkezi yönetim yerine, mahalli birimlerin insiyatifi ile izin verilmeye başlandığı yönünde alınan duyumlar, uygulamanın kontrolden çıkma ihtimalini güçlendiriyor. Oysa ki Türkiye, ithalatı değil, yurtiçinden girdi tedariğini arttıracak mekanizmalara ihtiyaç duyuyor. Türkiye’nin, yurtiçi üreticileri mağdur edecek, kurulu kapasiteleri olumsuz yönde etkileyecek bu tür yaklaşımları, daha fazla kaldırması mümkün bulunmuyor. Bu çerçevede, Türkiye’deki kurulu kapasitelerin atıl durumda kalmasına ve dış ticaret açığının daha da artmasına yol açma sonucunu doğurabilecek Gümrük Kontrolü Altında İşleme Rejimi kapsamında, yarı ve nihai çelik ürünleri ithalatına hiçbir şekilde izin verilmemesi gerektiği değerlendiriliyor.

Dr. Veysel Yayan
Genel Sekreter

Twitter
LinkedIn