ABD Başkanı Donald Trump’ın çelik ithalatına yasak getireceğini açıklaması AB’den sonra Türkiye’yi de harekete geçirdi. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, “Çelik ihracatımızda ABD’nin payı yaklaşık yüzde 14. Bu ticaretin durması çelik sektörümüze çok büyük zarar verir. Ekonomi Bakanlığımızın konu üzerinde çalıştığını biliyoruz. ABD ile olan ilişkilerimizde onlardan ciddi miktarda ithalat yaptığımız mısır, pamuk ve bazı sanayi ürünleri var. Avrupa’nın ve diğer ülkelerin ABD’ye ve diğer tüm ülkelere karşı benzer tedbirleri alması halinde, Türkiye’nin sessiz kalması gibi bir ihtimal asla bulunmuyor” dedi.
Çelik ihracatında ABD’nin payı 13.6
Yayan, “Türkiye’nin çelik ihracatında 2016 yılı rakamlarına göre ABD’nin payı yüzde 13.6. AB’deki 28 ülkenin payı yüzde ise 24” dedi.
ABD’nin şu anda dünyada çelik sektörünü en fazla koruyan ülkeler arasında yer aldığına dikkat çeken Yayan,”Uyguladığı damping ve telafi edici vergilerin her biri yüzde 270 olmak üzere yüzde 550’ye kadar ulaşıyor. Bu kadar hassasiyet gösteren bir başka ülke yok. Bu yetmiyormuş gibi, Trump idaresi çok daha yoğun ilave koruma tedbirleri alıyor. Mesela “petrol boru hatları için gereken borunun sacları mutlaka ABD’den alınacak” şartı getiriliyor. ABD’den alınmayı da öyle ABD’deki bir haddeciden
alma şeklinde yorumlamıyor, ‘Bu ABD’de ergitilmiş bir çelikten üretilmeli’ gibi daha net çizgiler belirliyor. Bunlar yetmiyormuş gibi çeliğin tümüyle ithalatını engellemek için ‘Çelik ithalatı ulusal güvenliğimize bir tehdittir. Dolayısıyla engelleyici tedbirler almalıyız’ şeklinde bir takım çalışmalar yapıyor” dedi.
‘Karşı tedbir arayışı kaçınılmaz’
ABD’nin bu tutumuna karşı ABD ile iş yapan ülkelerin de karşı, bir takım tedbirler geliştirme gayreti içinde olmalarının anlaşılabilir olduğunu ifade eden Yayan, “Bu karşı tedbir arayışı da şöyle oluyor: Mesela AB bir yandan çelik ürünlerine aynı tedbirleri getirirken aradaki ticaret rakamlarına bakıyor. AB’nin aldığı karşı tedbirler ABD’nin AB’ye verdiği zararları dengeleyemiyorsa, diğer ürünlere de bakıyorlar. Diyelim ki ABD, AB’ye zaten çelik ihracatı yapmıyorsa, ABD’ye karşı o tedbiri almak yetmiyor. Aynı seviyeleri yakalayacak bir arayış içerisine giriliyor. Çelik için aldığı tedbirlerde ise, bunu sadece ABD’ye yapmıyor diğer ülkelere karşı da yapıyor. Böyle olunca da, bu çelikle başlayan diğer ürünlere de yansıyan zincirleme sonuçları olan bir durumla karşı karşıya kalma ihtimalini gündeme getiriyor” dedi.
Hem ABD’nin hem de AB’nin Türkiye için önemli pazarlar olduğuna vurgu yapan Yayan, şöyle konuştu: “Biz Ekonomi Bakanlığı’nın bu konu üzerinde ciddi bir şekilde çalıştığını biliyoruz. Bu konudaki görüşmelerimiz devam ediyor. Böyle bir gelişmenin Türkiye’yi de olağanüstü olumsuz etkileyeceği anlatılıyor. Bakanlık, AB gibi karşı tedbir almayı planlıyor. Yani bu çelikle de sınırlı olamaz. Diğer ürünleri de kapsayacak şekilde olabilir. ABD ile olan ilişkilerimizde onlardan ciddi miktarda ithalat yaptığımız mısır ve pamuk gibi ürünler var. Yine sanayi ürünleri var. Dolayısıyla bir karşı tedbir alma imkânı her zaman var.”
ABD’li sanayiciler de rahatsız
“ABD’nin yaptıklarına akıl erdirmek mümkün değil” diyen Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, şunları söyledi: “ABD’nin misyonuna uygun bir gelişme değil. Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulmasında ön ayak olmuş bir ülkeye yakışmıyor. Bakanlık karşı tedbir alınması konusunda çalışma başlattı. Zaten biz de onlardan talepte bulunmuştuk. Bu tedbirin alınması durumunda Türk çelik sektörü
çok ağır bir darbe alır. Biz tek başımıza ne kadar etkili olabiliriz bilemiyorum. Ama bence ülke olarak bizi bu tedbirden muaf da tutabilirler. Çünkü Türkiye ile farklı siyasi ilişkileri, müttefikliği var. Ancak bu sadece bir tahmin. 2 ay önce Washington’da toplantı vardı. Orada gördük ki, ABD’li sanayiciler de bu durumdan rahatsız. Kendi sanayilerine de zarar çünkü. Tam bir kasaba politikası uygulanıyor maalesef.”
Mayısta yüzde 10 artan üretim son 2 ayda düşüşe geçti
Mayıs ayında Türk çelik tesisleri bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 24 oranında daha fazla hurda siparişi gerçekleştirdi. Ülkedeki ark ocaklı tesislerin faaliyet seviyesinde de artış kaydedildi. Ülkenin başlıca hurda tedarikçileri, sevkiyatlarını neredeyse ikiye katlayan Birleşik Devletler ile Hollanda oldu. Toplama bakıldığında ise Türkiye’nin ham çelik üretimi mayıs ayında yıllık bazda yüzde 10 artış ile 3.3 milyon tona ulaştı. TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, “Mayıs ayındaki bu artışa rağmen Haziran ve Temmuz aylarında dünya çelik talebindeki gerilemeye bağlı olarak düşüş trendi var” dedi.