2016 yılında Türkiye, bir önceki yıla kıyasla % 5.2 oranında artışla, toplam 33.16 milyon ton ham çelik üretimi gerçekleştirdi. Her ne kadar 2012-2015 yılları arasında yaşanan % 12.2 civarındaki gerileme sonrasında, 2016 yılında üretim yeniden artmış olsa da, 2012 yılındaki seviyesinin % 7.6 oranında gerisinde kaldı.
2016 yılında sektörün toplam ham çelik üretiminin % 66’sı elektrik ark ocaklı tesislerde, %34’ü entegre tesislerde gerçekleştirildi. Elektrik ark ocaklı tesislerin toplam üretimdeki payının, 2012 yılındaki seviyesine göre 8 puan düşüşle % 74’ten, % 66’ya gerilemiş olması dikkat çekti. 2012-2016 döneminde, entegre tesislerin toplam üretimleri 2 milyon ton civarında artarken, elektrik ark ocaklı tesislerin üretimlerinin 4.7 milyon ton azalmış olması sözkonusu tablonun oluşmasına katkıda bulundu.
Son yıllarda sektörün üretimindeki düşüşe paralel olarak, hurda tüketimi de azalma eğilimi gösterdi. 2016 yılında ham çelik üretiminde yaşanan artışla % 7.6 oranında yükselerek, 25.9 milyon tona ulaşan çelik sektörünün hurda tüketimi, 2012 yılındaki 32.4 milyon tonluk tüketimin % 20 oranında altında kaldı. Aynı dönemde, hurda tüketimindeki azalma ile elektrik ark ocaklı tesislerin üretiminde yaşanan % 18’lik düşüşte paralellik gözlendi.
Sektör 2016 yılında tükettiği toplam 25.9 milyon tonluk hurdanın % 9 oranında artışla, 17.72 milyon tonluk kısmını ithalat yolu ile karşılar iken, % 4.5 oranında artışla, 8.16 milyon tonluk kısmının iç piyasadan tedarik etti. Bu yönü ile, çelik sektörü 2016 yılındaki toplam hurda tüketiminin % 68’ini ithalat yolu ile, % 32’sini iç piyasadan karşılamış oldu. 2012 yılındaki zirvesine kıyasla, sektörün hurda ithalatının % 21, yerli hurda tedariğinin de % 18 oranında azaldığı gözlendi.
Mevcut durumda, bölgeler itibariyle bakıldığında, hurda ithalatının ağırlıklı olarak AB-28 bölgesinden yapıldığı gözleniyor. 2016 yılında AB’den yapılan toplam hurda ithalatı % 34 oranında artışla, 10.65 milyon tona çıkarken, AB’nin toplam ithalattaki payı % 60’a ulaşmış bulunuyor. AB’nin arkasından % 15.1 azalışla, 3.26 milyon tonluk ithalatın yapıldığı ABD ikinci sırada ve %20.3 oranında azalışla, 952.000 tonluk ithalatın yapıldığı BDT bölgesi üçüncü sırada yer alıyor. Ülkeler itibariyle ise, en fazla hurda ithalatı yapılan ülkeler, ABD, İngiltere, Rusya, Hollanda ve Belçika şeklinde sıralanıyor. Türkiye 2016 yılında toplam hurda ithalatının % 73’ünü sözkonusu 5 ülkeden gerçekleştirmiş bulunuyor. 2016 yılında Türkiye’nin toplam hurda ithalat değerinin, 3.96 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği görülüyor. Yurtiçinde toplanan hurdanın toplam ortalama değerinin ise, 1.83 milyar dolar düzeyinde olduğu hesaplanıyor.
Türkiye toplam çelik hurdası tüketim miktarı bakımından, Çin, ABD, Japonya gibi pek çok ülkenin gerisinde yer almasına rağmen, dünyanın en büyük hurda ithalatçısı konumunda bulunuyor. 2015 yılında toplam 84 milyon tonluk dünya hurda dış ticaretinin % 19.3 oranındaki kısmına tekabül eden 16.25 milyon tonluk bölümünü Türkiye’nin ithal ettiği anlaşılıyor. Türkiye’nin pek çok ülkeden daha az hurda tükettiği halde, dünyanın en büyük hurda ithalatçısı konumunda bulunması, yurtiçinde daha etkin hurda toplama modellerinin geliştirilmesi ihtiyacını ortaya koyuyor. Başta gemi söküm tesislerinin kapasitelerini arttırmaya yönelik tedbirler olmak üzere, Türkiye’nin yurtiçi hurda toplama imkânlarını artıracak tedbirleri uygulamaya aktarması, yurtiçi hurda toplama süreçlerini iyileştirmesi, bu konuda gelişmiş ülkelerdekine benzer modelleri uygulamaya aktarması, yalnızca çelik sektörünün yerli girdi tedarik imkânlarının arttırılması açısından değil, emek yoğun bir sektör olan geri kazanım sektörünün, istihdam kapasitesinin arttırılması açısından da, hayati önem taşıyor.
2016 yılında, toplam 4.5 milyar dolar tutarında bir bedelle 17.7 milyon ton hurda ve 10 milyon ton demir cevheri ithalatı yapılmış olmasına karşın, gerçekleştirilen üretimle, 10.8 milyar dolar değerinde 17 milyon ton çelik ihracatı yapılmış ve yaklaşık 34 milyon ton civarında gerçekleşen Türkiye’nin çelik tüketiminin 17 milyon ton civarındaki kısmının karşılanmış olması, geçmişte sıkça ifade edilmiş olmasının aksine, hurda ithalatının Türkiye ekonomisi için bir kara delik olmadığını net bir şekilde gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında, hurda ithalatı Türk çelik sektörünün Türkiye’ye kattığı katma değer ile karşılaştırılmayacak kadar küçük seviyeleri ifade ediyor. Her ne kadar tercihimiz yurtiçi hurda üretimini arttırmaktan ve yurtiçindeki imkânları sonuna kadar kullanmaktan yana ise de, Türk çelik sektörünün yurtiçinden temin edemediği hurdayı ithal ederek, üretimini sürdürebilmesinin zaafiyet olarak değil, başarı olarak görülmesi ve sektörün yurtiçinde katma değer üretme kapasitesini arttırmasının takdir edilmesi gerekiyor.