TÇÜD Basın Bülteni – Nisan 2017 Tarih: 04 April 2017

0 Paylaşımlar

ÇELİK ÜRETİMİ

Ham Çelik Üretiminde Artış Eğilimi Devam Ediyor.

Yılın ilk iki ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, 2016 yılının Ocak –Şubat dönemine göre yüzde 14,1 oranında artarak 5.67 milyon ton oldu.

Türkiye, dünya çelik üretiminde yer alan ilk 10 ülke içerisinde en yüksek üretim artış yüzdesine ulaşarak, dünya çelik üretiminde sekizinci sıradaki konumunu muhafaza etti.

Hurda, cevher ve kömür fiyatlarındaki olumlu gelişmeler sebebiyle ithalatta gözlenen düşüş yanında, güçlü ihracat artışı da, ham çelik üretimindeki artışı destekledi. .

TÜKETİM

Nihai Mamul Çelik Tüketimi Yüzde 7,7 Oranında Geriledi.

Ocak- Şubat döneminde nihai çelik tüketimi, 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 7,7 oranında düşüşle 5.11 milyon ton oldu. Ocak ayında, yüzde 4,3 artışla 2.89 milyon ton olan nihai çelik tüketimi, şubat ayında ciddi bir düşüşle 2.22 milyon tona geriledi.

Şubat ayında çelik tüketiminde yaşanan gerilemede, referandum sürecine bağlı olarak, imalat ve inşaat sektörlerinde, yatırım ve üretim kararların ertelenmesinin etkili olduğu değerlendirilmektedir.

ÇELİK ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİ

Ocak-Şubat Döneminde Çelik Sektörü İhracata Çalıştı.

Çelik Sektörü, Ocak-Şubat Döneminde miktar yönünden yüzde 13,5 artışla 3.19 milyon ton, değer yönünden, yüzde 26,1 artışla 2 milyar 42 milyon dolar tutarında ihracat gerçekleştirdi.

Ocak ayına, miktarda yüzde 14,1, değerde yüzde 26,9 oranlarında ihracat artışıyla başlayan çelik sektörü, Şubat ayında da artış trendini sürdürdü ve yüzde 14,3 artışla 1.72 milyon ton, yüzde 26,4 artışla 1.09 milyar dolar tutarında ihracat gerçekleştirdi.

Ocak- Şubat döneminde, ithalat 2016 yılının aynı dönemine göre miktar yönünden yüzde 23,6 azalışla 2.56 milyon ton, değer yönünden yüzde 11,6 azalışla 1.72 milyar dolar olarak gerçekleştir.

İthalattaki gerilemede, Çin’in dampingli ve düşük kaliteli çelik ihraç politikasına karşı küresel ölçekte artmakta olan anti damping soruşturmaları karşısında bir miktar geri çekilmesi ve son dönemde Çin çelik mamullerinde görülen fiyat belirsizlikleri etkili oldu.

İhracattaki artış ve ithalattaki gerileme, dampingli ürünlerin piyasalardan çekilmeye başladığı şartlarda, Türk Çelik Sektörünün rekabet gücü probleminin bulunmadığını ortaya koydu. Diğer taraftan, Ocak-Şubat döneminde çelik ürünleri dış ticareti 700 milyon dolar fazla verdi. Buna bağlı olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 118,5 seviyesine yükseldi.

DÜNYA ÇELİK ÜRETİMİ

Çin’in Bazı Bölgelerinde Hava Kirliliği Turuncu Alarm Seviyesini Vermekle Beraber,  Çelik Üretimi Hız Kesmemektedir.

Ocak-Şubat döneminde, 2016 yılının aynı dönemine göre, dünya çelik üretimi yüzde 5,8 artışla 264,4 milyon ton oldu. Çin, yüzde 5,8 oranındaki artış ve 128,8 milyon ton üretimle Dünya çelik üretiminin yüzde 48,7’ni gerçekleştirdi. Çin’in, ithalatçı ülkelerin almış olduğu korumacı tedbirleri yumuşatmaya yönelik olarak, bazı üretim tesislerini kapamakta olduğu yönündeki açıklamalarına ve çevre ile ilgili tedbirlere rağmen üretim devam etti.

Dünya çelik üretiminin yaklaşık yüzde 49’na sahip olan Çin, devlet destekli ve agresif üretim ve ihracat politikasıyla, dünya çelik sektöründe belirleyici olmaya devam etmektedir.

DEĞERLENDİRME

Çelik sektörünün üretim ve ihracat rakamlarında son aylarda kaydedilen gelişmeler, ümit verici olmakla beraber, 5 yıl sonra dahi 2012 yılında ulaşılan üretim ve ihracat rakamlarının çok gerisinde bulunulmakta olduğu göz ardı edilmemelidir. Sektör 2012-2015 yılları arasında üretim ve ihracat bakımından  büyük kan kaybetmiştir.

Hatırlanacağı üzere, Türkiye 2012 yılında 35.9 milyon ton üretim ve 17.1 milyon ton ihracat yaparak, ödemeler dengesine 19.0 milyar dolar döviz geliriyle önemli katkı sağlamıştı.

Diğer taraftan, Dinamik bir yapıya sahip olan Türkiye Çelik sektörü, devlet teşviklerinden faydalanmamasına ve dampinli, kalitesi düşük ithal ürünlerine karşı yeterli koruma önlemleri alınmamasına rağmen yatırım, üretim ve ihracat hedeflerini canlı tutmaktadır.

Dampingli ürün ithalatına karşı gerekli tedbirlerin alınması ve girdi maliyetini düşürecek tedbirlerin uygulamaya aktarılması halinde, 2012-2015 yılları arasında yaşanan üretim ve ihracat kayıplarının, süratle telafi edilebileceği değerlendirilmektedir. .

Yazar:editorcelik

Twitter
LinkedIn