30 Mayıs 2025

 ÇELİK ÜRETİMİ

2025 yılının Nisan ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre %7 artışla, 3 milyon tona yükseldi.

Ocak-Nisan döneminde ise üretim %1 oranında azalışla, 12,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

ÇELİK TÜKETİMİ

Nihai mamul tüketimi 2025 yılının Nisan ayında, 2024 yılının aynı ayına kıyasla %2,9 azalışla 3 milyon ton seviyesine geriledi.

Yılın ilk dört ayında nihai mamul tüketimi %6,3 azalışla, 12 milyon tona geriledi.

DIŞ TİCARET

İhracat

2025 yılının Nisan ayında çelik ürünleri ihracatı, 2024 yılının aynı ayına göre, miktar yönünden %14,4 oranında artışla 1,2 milyon ton, değer yönünden ise %6 artışla, 813,1 milyon dolar oldu.

Ocak-Nisan döneminde çelik ürünleri ihracatı 2024 yılının aynı dönemine göre miktar yönünden %17,3 oranında artışla, 5 milyon ton, değer yönünden ise %7,6 artışla, 3,4 milyar dolar oldu.

İthalat

2025 yılının Nisan ayında çelik ürünleri ithalatı, 2024 yılının aynı ayına göre, miktar yönünden %9,1 oranında azalışla, 1,4 milyon ton, değer yönünden ise %13 azalışla, 1 milyar dolar oldu.

Ocak-Nisan döneminde çelik ürünleri ithalatı 2024 yılının aynı dönemine göre miktar yönünden %0,9 oranında artışla, 5,6  milyon ton, değer yönünden ise %6,6 azalışla, 4 milyar dolar oldu.

Dış Ticaret Dengesi

2024 yılının Ocak-Nisan döneminde, %72,4 olan İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2025 yılının aynı döneminde %83,4 seviyesine yükseldi.

DÜNYA ÇELİK ÜRETİMİ

Dünya Çelik Derneği (worldsteel) tarafından açıklanan 2025 yılı Nisan ayı verilerine göre, dünya ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla, %0,3 azalışla,155,7 milyon ton, Ocak-Nisan döneminde ise, bir önceki döneme kıyasla %0,4 azalışla 624,4 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

2025 yılının Nisan ayında Çin’in ham çelik üretimi, bir önceki yılın Nisan ayına kıyasla aynı seviyede kaldı. Ocak-Nisan döneminde ise, Çin’in ham çelik üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre, %0,4 artış ile 345,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. İkinci sırada yer alan Hindistan’ın ham çelik üretimi, %6,9 artışla, 53,2 milyon tona yükselirken, Japonya’nın üretimi %5,3 oranında azalışla, 27 milyon tona geriledi.

DEĞERLENDİRME

Türkiye’nin ham çelik üretiminin Nisan ayında %7 artışla, 3 milyon tona yükselmesi ile birlikte, Ocak-Nisan döneminde üretim, bir önceki yıla göre sabit kalarak, 12,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Üretimdeki artışa ek olarak, Almanya’nın üretiminin Nisan ayında %10 gerilemesinin de etkisiyle, Türkiye 7. sıradaki konumunu güçlendirdi.

Mart ayında toplam nihai mamul tüketiminde gözlenen %23 oranındaki düşüşün ve uzun mamul tüketiminde %13 oranındaki artışın ardından, Nisan ayı tüketiminde azalış hızı yavaşladı. Ocak-Nisan döneminde kütük ürünlerinde ithalat %10,6 oranında artarken, dünyanın en büyük uzun mamul ihracatçılarından biri olan ülkemizin %14,6 oranında artışla uzun ürün ithal etmesi dikkat çekti. Söz konusu dönemde, ihracatın %17 oranında artmasına karşılık, ithalatın yalnızca %0,9 oranında artması  sayesinde kısmen azalsa da, çelik dış ticareti açığı 600 bin ton gibi yüksek bir seviyede kalmaya devam etti.

Diğer taraftan, son yayımlanan OECD “Çelik Görünümü” raporunda paylaşılan verilere göre, dünya çelik üretim kapasitesindeki artışın, talepteki artıştan daha yüksek oranlarda gerçekleşmesi ile birlikte, 2024 yılında küresel çelik kapasite fazlalığı, 600 milyon tonu geçti. Bu rakamın ilerleyen yıllarda artması ve başta Çin olmak üzere ülkemize yönelik ihracatları olağanüstü ölçülerde artış gösteren Uzakdoğu ülkelerinin, dampingli ürünler ile ülkemize daha da yoğunlaşmaları ihtimali, rahatsızlığa yol açtı.

Kapasite fazlalığının, dampingli ihracata yol açmasının yanı sıra, firmaların karlılığını düşürmesi yönü ile küresel çapta yeşil dönüşüm çalışmalarını sekteye uğratması da olumsuzlukları arttırmaktadır. Dönüşümün önündeki bir diğer zorlayıcı unsur ise, küresel anlamda hurda ihracatını sınırlandırma yönündeki girişimlerdir. Son yıllarda AB’nin hurda tüketimi artarken, ihracatını azaltması, Avrupa’dan gerçekleştirdiğimiz hurda ithalatının son 5 yılda %20’lik bir düşüş göstermesine yol açmıştır.

Türk çelik sektörünün sürdürülebilirliğini tesis etmek amacıyla, hurdaya alternatif girdi imkanlarının oluşturulması, Uzakdoğu ülkelerinden artan dampingli ithalatın sınırlandırılması, bu amaçla Dahilde İşleme Rejimi uygulamasının, yurt içi tedariğe öncelik veren bir çerçeveye oturtulması, çelik sektörümüzün cari işlem dengesi açığının giderilmesine olan katkısının arttırılması açısından önem taşımaktadır.